Doğada ki birçok canlı gibi insan da suya muhtaçtır. İnsan suyu yaşamının her alanında kullanmakta ve ihtiyaç duymaktadır. Su barındırdığı oksijen, hidrojen ve minerallerle insan vücuduna gerekli desteği vermektedir.
İnsanlarda vücut ağırlığının büyük kısmını suyun oluşturduğunu düşünürsek, yapılan araştırmalarda bu oran yetişkin erkeklerde %60, yetişkin kadınlarda ise %50 oranındadır. Bu oranlar yeni doğanlarda biraz daha fazla olmakla beraber, yaşlandıkça oran azalmaktadır.
İnsan vücudunda ki bütün sistemler organlar ve hatta hücreler, yeterli suyu alarak gelişmekte ve fonksiyonlarını sürdürmektedir. Buna örnek verecek olursak; beynimizin %90-95 i, akciğerlerimizin ise %90 kadarını su oluşturmaktadır. Vücudumuzda ki su oranının %2-3′ lük bir kısmının azalması bile halsiz düşmemize, kendimizi yorgun hissetmemize sebep olabilir.
Şu içmenin faydaları nelerdir dersek saymakla bitmez diyebiliriz. Genel olarak anlatacak olursak su; en önemli taşıyıcıdır. Vücudumuzda ki hücrelere besin ve oksijen taşır aynı zamanda zararlı maddeleri ve toksinleri de vücuttan taşıyarak uzaklaştırır. Böylece böbreklerin toksinlerden temizlenmesini sağlar.
Kan ve lenf sisteminin büyük kısmını oluşturur. Vücutta ısıyı kan basıncını ve elektriği düzenler dengeler. Yeteri kadar tüketildiğinde cildi diri parlak ve yumuşak tutar. Emziren kadınlarda sütün artmasını sağlar, sindirimi kolaylaştırır. Eklemler arasında yerini alır ve kayganlığı artırır. Barındırdığı minerallerle vücudumuzda ki eksikliği tamamlar, vücuttaki depolanan yağın yakılmasını sağlar ve fazla yağın depo edilmesini önler böylece kilo almamızı engeller. Vücudumuzu diri ve kuvvetli tutar.
Suyun sağladığı bunca yarardan sonra günlük su tüketimimize dikkat ederek günde en az 2-2,5 litre su tüketmeliyiz. Sabah aç karnına, sofrada yemekle beraber, her susadığımızda mutlaka su içmeyi aksatmamalı ve alışkanlık haline getirmeliyiz. Böylece yaşam kaynağımız olan su, dengeli beslenmemizi ve sağlıklı bir yaşam sürmemizi sağlayacaktır.